Türk Nöroşirürji Dergisi 1997 , Vol 7 , Num 2
KRANİOSEREBRAL TRAVMALI HASTALARIN HAVA YOLU İLE TAŞINMASINDA TEMEL İLKELER
Murat KUTLAY, Ahmet ÇOLAK, Osman Niyazi AKIN, Nusret DEMİRCAN, Korkut ALKAN
GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Nöroşirürji Kliniği, İstanbul Hava yolu ile yapılan tıbbi nakiller nöroşirürjiyenlere de danışılması gereken olası tıbbi sorunlar içerir. Bu tıbbi sorunlar birincil olarak yüksekliğe bağlıdır. Bu çalışmada kranioserebral travmalı hastaların taşınması sırasında karşılaşılabilecek olası sorunlar sunulmuştur. Onsekiz aylık bir dönem boyunca kranioserebral travma geçirmiş 24 hasta hava yoluyla nakledildi. Hastaların hepsi erkekti ve ortalama yaş 23.95 ± 7.36 (sınırlar 17-43) yıldı. Ulaşılan maksimum kabin yükseklikleri 3500-8000 feet arasında değişmekte olup, ortalama yükseklik 7000 ± 196.16 feet' di. Tüm hastaların uçuştaki oksijen satürasyonları, yerdeki satürasyonlarına oranla düşüklük gösterdi. Yirmidört hastanın 12' sinde (% 50) oksijen satürasyonları % 90 veya daha altındaki seviyelere düştü. Bu gruptaki 7 hastanın Glasgow koma puanları 7-9 arasındaydı. Bu olgular, uçuş sırasındaki satürasyonlarının % 90 veya daha üst seviyelerde tutabilmek işin sürekli % 100 oksijen desteğine (4L/ dak) gereksinim gösterdiler. Glasgow koma puanları 10-15 arasında değişen diğer 5 hastanın satürasyon düzeylerinin aralıklı olarak % 100 oksijen uygulamasıyla (4L/dak) kolaylıkla % 90' ın üzerinde tutulabildiğini gözlemledik. Ek olarak, desatürasyonun özellikle anemik (Hb ≤ 10 g/dL) hastalarda belirgin olduğunu saptadık. Hastaların nakli uçuşa ait herhangi bir ölüm veya ek hastalık oluşmadan gerçekleştirildi. Bu çalışmadan elde ettiğimiz sonuçlara göre, kranioserebral travmalı hastaların hava yolu ile nakillerinin özel eğitim görmüş tıbbi personel ve özel olarak donatılmış uçaklarla emniyetli bir şekilde yapılabileceği kanısına vardık. Anahtar Kelimeler : Hava yoluyla nakil, hipoksi, kranioserebral travma