Gereç ve Yöntem: Çalışmada, pretemporal ve transkavernöz yaklaşımlarını birleştiren cerrahi teknik detaylandırılmaktadır. İlgili yaklaşımlarında kullanılan teknikler arasında ekstradural anterior klinoidektomi, temporal lobun dura propriasının sıyrılması, ve silvian fissürün atraumatik diseksiyonu yer almaktadır. Ayrıca, üçüncü ve dördüncü kranial sinirlerin serbestleştirilmesi ve baziller arterin gövdesinin tamamen ekspoze edilmesi işlemleri detaylı olarak ele alınmıştır.
Bulgular: Pretemporal ve transkavernöz yaklaşımların birleşimi, nöroşirürji alanında geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Bu birleşik yaklaşım, kadavra çalışmaları sonrasında klinikte uygulanarak birçok karmaşık vasküler ve tümöral lezyonun cerrahi tedavisine olanak sağlamaktadır. Özellikle baziller arter anevrizmalarında proksimal kontrol sağlama yeteneği dikkat çekicidir. Teknik, her ne kadar zorlayıcı olarak nitelendirilse de yeterli deneyim ve eğitimle etkili şekilde uygulanabilmekte, böylece cerrahi başarı oranını artırmaktadır.
Sonuç: Pretemporal transkavernöz yaklaşım, pterional, pretemporal, transkavernöz, ve subtemporal yaklaşımların bir sentezini sunarak kompleks nöroşirürji vakalarında önemli avantajlar sağlamaktadır. Bu yaklaşım, geniş bir patoloji yelpazesi için cerrahi çözüm sunmasının yanı sıra, özellikle baziller arter anevrizmaları gibi karmaşık durumlarda etkili bir tedavi seçeneği olarak öne çıkmaktadır. Cerrahların bu yaklaşımı benimsemesi, nöroşirürji pratiğinde önemli gelişmelere yol açabilir.
Anahtar Kelimeler : Pretemporal yaklaşımlar, transkavernöz yaklaşım, nöroşirürji, baziller anevrizma, kranial sinir serbestleştirilmesi, cerrahi teknik