Türk Nöroşirürji Dergisi 2020 , Vol 30 , Num 1
Kliniğimizde Yapılan Endovasküler Tedaviler
Vedat AÇIK,İsmail İŞTEMEN,Semih Kıvanç OLGUNER,Sabri GÜNGÖR,Salih Burak KUTLU
1Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Hastanesi, Beyin ve Sinir Cerrahi Kliniği, Adana Giriş: Endovasküler tedavi son zamanlarda popularitesi artan ve gelişmiş ülkelerde serebral vasküler patolojilerin tedavisinde cerrahiden daha çok tercih edilen bir yöntemdir. Ülkemizde son yıllarda kullanımı artmıştır. Kliniğimizde Kasım 2016- Eylül 2019 tarihleri arasında endovasküler tedavi uyguladığımız 64 hasta üzerinden konuyu tartışmak istedik.

Gereç ve Yöntem: Hastaların ilk kabulünde yaş, cinsiyet, klinik ve radyolojik bulguları kayıt edildi. Sonrasında hastalara serebral anjiografi yapıldı. Hastaların anjiografik bulguları ve yapılan işlemler ile çıkış skorları not edildi. Tedavi yapılan arteriovenöz malformasyon(AVM), arteriovenöz fistül(AVF), ve anevrizma hastalarında erken dönem ve geç dönemde(6 ay) kontrol serebral anjiografileri yapılarak okluzyon oranları belirlendi. Anevrizmaların oklüzyon oranını değerlendirmek için Raymond Roy(RR) skalası kullanıldı. Hastaların 3-36 aylık takiplerindeki mRS ve RR skorları not edildi. AVM, AVF ve tümör besleyicilerinin embolizasyonunda sıvı embolizan ajanlar kullanıldı. Anevrizması olan 6 hasta primer koilleme , 8 hasta stent destekli koilleme, 23 hasta akım yönlendirici stent ve 16 hasta akım yönlendirici stent +koil ile tedavi edildi.

Bulgular: Yaş aralığı 10-83; 20 erkek, 44 kadın toplam 64 hastaya endovasküler tedavi uygulandı. Bunlardan 7 hastaya embolizasyon, 4 hastaya karotid stent, 53 hastaya da anevrizma tedavisi yapıldı. Anevrizmalardan 4 tanesi fusiform, 49 tanesi sakkuler yapıda idi. AVM, AVF, anevrizma tanısı olan 59 hastadan 37 tanesi hemoraji ile başvururken 22 tanesi insidental olarak saptandı. Hastalardan 6 tanesi eksitus oldu, 8 hasta mRS 2, 14 hasta mRS 1, 36 hasta mRS 0"la taburcu edildi. AVM"lerin tamamında cerrahi rezeksiyon sonrası yapılan kontrol digital substruction anjiografilerde(DSA) dolum saptanmadı. Anevrizmaların 3-36 aylık takiplerinde 48 hasta RR klas 1, 3 hasta RR klas 2, 2 hasta RR klas 3 olduğu görüldü. Bu süreç içerisinde RR klas 2 ve 3 olan ve anevrizma dolumunda artış saptanan 3 hastaya reoperasyon yapılarak stent yerleştirilmesi veya tekrar koilleme yapıldı.

Sonuç: Endovasküler tedavi; cerrahi olarak ulaşılması zor alanlardaki anevrizmaların AVF"lerin tedavisinde, AVM ve tümörlerin cerrahi öncesi embolizasyonunda etkili bir alternatiftir. Cerrahi tedavi ile endovasküler tedavinin birbirine belirgin üstünlüğü yoktur. Beyin cerrahları endovasküler tedavinin içinde olmalı ve gerektiğinde bu alternatif tedavi yöntemini kullanmalıdır. Anahtar Kelimeler : Arteriovenöz malformasyon, Arteriovenöz fistül, Karotis stenozu, Endovasküler tedavi