Türk Nöroşirürji Dergisi 2017 , Vol 27 , Num 1
Posterior Fossa Tümörlerinde Radyoloji
Osman KIZILKILIÇ1,Cem ÇALLI2,
1İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
2Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye
Posterior kranial fossa supratentoryal alana göre oldukça kısıtlı bir hacme sahiptir. İçinde yaşamsal merkezler ile tüm motor ve duyusal traktusları barındıran beyin sapını; 3. ve lateral ventriküllerde üretilen beyin-omurilik sıvısının subaraknoid mesafeye ulaşmasındaki yegane yol olan serebral aquaduktus-4. ventrikül-çıkış foramenlerini ve serebellumu içerir. Büyüyen bir posterior fossa lezyonu kısa sürede bu bölgedeki yapıların disfonksiyonuna yol açarak beyin sapı ve serebellar bulgulara neden olmaktadır. Ayrıca hidrosefaliye veya kitle ve ödem etkisi ile tonsiller herniasyona neden olarak acil cerrahi girişimleri gerekli kılmaktadır.

Posterior fossa tümörleri çocuklarda erişkinlere göre çok daha sıktır. Santral sinir sistemi tümörleri çocukluk çağı tümörleri arasında lösemilerden sonra 2. sırada yer almakta olup çocukluk çağının en sık solid tümörleridir. Çocukluk çağı beyin tümörlerinin %54- 70 posterior fossada iken bu oran erişkinlerde %15-20"dir. Erişkin çağda en sık posterior fossa tümörü metastazlar ve en sık primer posterior fossa tümörü hemanjioblastomlar iken çocukluk çağı posterior fossa tümörlerinde ilk üç sırayı medullablastom, astrositomlar ve ependimom almaktadır.

Bu derlemede posterior fossa tümörleri ayrı başlıklar altında bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG)"de standart görüntüleme bulguları ve ileri görüntüleme özellikleri öncelikli olmak üzere anlatılmaktadır. Anahtar Kelimeler : Posterior fossa, Tümör, Ependimom, Astrositom, Metastaz, Hemanjioblastom