2Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Anabilim Dalı, Kayseri Amaç: İntraoperatif ultrasonografinin değişik intrakranial tümörlerin lokalizasyonundaki etkinliğini. Saptamak ve rezeksiyon sonrası sonografik görünümlerin rezeksiyon genişliğini belirlemedeki rolünü araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Otuziki intrakranial tümör olgusu intraoperatif ultrason ile rezeksiyon öncesi ve sonrası incelendi. Rezeksiyon sonrası sonografik görüntülerde cerrahi kavitenin duvarlarını çevreleyen ekojen rim kalınlığı ve peroperatif kanama kontrolü için kullanılan Surgicel'in (oksitlenmiş rejenere selüloz) varlığı değerlendirildi. Ekojen rim'in 5 mm ve altında olduğu olgular normal olarak kabul edildi. Rezeksiyon öncesi ve sonrası yapılan sonografik incelemeler, preoperatif ve erken postoperatif dönemde çekilen Manyetik Rezonans görüntüleri karşılaştırıldı.
Bulgular: Olguların tümünde lezyonun tam yerleşimi, normal nöral dokuya sınırları ve komşu anatomik yapılarla olan ilişkisi tesbit edildi. Rezidü varlığı veya yokluğuna yönelik tetkikler arasındaki uyumu gösteren Kappa değeri +0.72 olarak bulundu. Olgulardan dördünde intraoperatif ultrasonografide rezidü delilleri olmamasına rağmen erken postoperatif Manyetik Rezonans' da rezidüyü destekleyen kontrast tutulumu vardı. Bu olgulardan üçünde yoğun ödem ve Surgicel, birinde ise tümöre ait kistik komponent tetkikler arasında uyumsuzluğa neden oldu.
Sonuç: İOUS intrakraniyal tümör rezeksiyonu öncesi lezyonu tesbit etmede ve rezidüyü saptamada ucuz, zararsız, ve etkin bir cerrahi araçtır. İntraoperatif ultrason görüntüleri özellikle çevresinde yoğun ödemi olanlar, kistik komponenti bulunanlar ve cerrahi esnasında fazla Surgicel uygulanan tümörlerde daha dikkatli yorumlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler : İntraoperatif ultrasonografi, beyin tümörleri