Türk Nöroşirürji Dergisi 2016 , Vol 26 , Num 3
Hipofiz Adenomlarının Cerrahi Tedavisinde Hormonal Değişimin Yaş, Cinsiyet, Tümör Büyüklüğü ve Cerrahi Yaklaşım Şekli ile İlişkisi
Azer EKBEROV, Cahit KURAL, İlker SOLMAZ, Çağlar TEMİZ, Özkan TEHLİ, Engin GÖNÜL, Murat KUTLAY, Mehmet DANEYEMEZ, Yusuf İZCİ
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye

Özet

AMAÇ: Hipofiz adenomları intrakranyal tümörler içinde önemli yer tutmaktadır. Çevre nörovasküler yapılara bası yaparak veya hormon salınımını bozarak klinik bulgu verirler. Günümüzde cerrahi yaklaşımlar hipofiz adenomlarının tedavisinde yüz güldürücü klinik sonuçlar vermektedir. Ancak hipofiz adenomlarında cerrahi tedavinin hormonal salınımı nasıl değiştirdiği ve bu hormonal değişimin hangi faktörlere bağlı olduğu detaylı olarak araştırılmamıştır.

YÖNTEM ve GEREÇ: Bu retrospektif klinik çalışmada 2008-2012 yılları arasında kliniğimizde hipofiz adenomu tanısı ile opere edilen 85 hastanın klinik, radyolojik, hormonal ve cerrahi verileri incelenmiştir. Hastaların cerrahi öncesi hipofiz hormon (Prolaktin, GH, ACTH, TSH, FSH ve LH) değerleri, erken postoperatif (ilk 3 gün) ve geç postoperatif (1-3.ay) hormon değerleri ile karşılaştırılmıştır. Bu hastalarda cerrahi tedavinin erken ve geç postoperatif hormon sonuçları; hastaların yaşı, cinsiyeti, preoperatif tümör boyutu ve cerrahi yaklaşım şekline göre karşılaştırılmış ve hangi faktörlerin hormonal değişim üzerine etkin olduğu araştırılmıştır.

BULGULAR: Seksen beş olgunun 61’i (%71,8) erkek, 24’ü (% 28,2) kadın ve hastaların yaş ortalaması 39,89 yıl idi. Otuz üç olgu (% 38,82) non-sekretuar adenom, 21 olgu (%24,70) GH salgılayan adenom, 16 olgu (%18,82) prolaktin salgılayan adenom, 7 olgu (% 8,23) miks adenom (1 hormondan daha fazla salgılayan adenom), 6 olgu (%7,06) ACTH salgılayan adenom, 1 olgu (%1,17) TSH salgılayan adenom ve 1 olgu ise (%1,17) FSH/LH salgılayan adenom idi. Hastaların 73’ü (%85,88) endoskopik transsfenoidal yol ile, 12’si ise (%14,12) transkranyal yol ile opere edilmiştir. Hastaların preoperatif, erken ve geç postoperatif hormon sonuçları karşılaştırıldığında; Prolaktin, TSH, FSH ve LH değerlerinde anlamlı değişim saptanmış (p<0,05), ACTH ve GH değerlerinde anlamlı değişim saptanmamıştır. Ayrıca ACTH, GH, prolaktin ve TSH sonuçlarının hastaların cinsiyetleri yönünden anlamlı bir fark olmadığı anlaşılmıştır. Sadece kadınlarda FSH ve LH değerleri geç postoperatif dönemde anlamlı şekilde yükselmektedir. Hormonal değişimler hastaların yaşına göre karşılaştırıldığında ise sadece GH düzeylerinde yaş arttıkça hormonal cevabın daha anlamlı hale geldiği görülmüştür (p<0,05). Diğer hormonlarda yaş ile ameliyat sonrası hormonal değişim arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Cerrahi yaklaşım ile hormonal değişimler karşılaştırıldığında her ikisi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Preoperatif tümör boyutu ile hormonal değişimler arasında da anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.

SONUÇ: Cerrahi tedavi hipofiz adenomlu hastalarda prolaktin, TSH, FSH ve LH seviyelerini düşürme konusunda oldukça etkilidir. Sadece GH seviyelerindeki düşme hastalarda yaş arttıkça daha anlamlı hale gelmektedir. Ayrıca kadınlarda FSH ve LH değerleri tüm hastalarda geç postoperatif dönemde anlamlı derecede artmaktadır. Cerrahi tedavinin hormonal sonuçlarının hasta cinsiyeti, preoperatif tümör boyutu ve cerrahi yaklaşım şekli ile ilişkisi yoktur.