Türk Nöroşirürji Dergisi 2010 , Vol 20 , Num 2
Parapareziye Neden Olan İntradural Kitle Benzeri Nörobruselloz Granülomu
Melih ÇEKİNMEZ1, Kadir TUFAN2, Feyzi Birol SARICA3, Yusuf Ziya DEMİROĞLU4, Nihat Berkay KÖKSOY5, Bülent ERDOĞAN6, Mehmet Nur ALTINÖRS7
1,2,3,5,6,7 Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
4 Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye

Özet

AMAÇ: Bruselloz, Brusella cinsi gram negatif bakterilerin neden olduğu zoonotik bir hastalıktır. Hastalık gelişmekte olan ülkelerde yaygın görülmektedir. Nörolojik semptomlar sık olmakla beraber, sinir sistemi tutulumu nadirdir.

GEREÇ ve YÖNTEM: 47 yaşında kadın hasta belağrısı ve yürüme güçlüğü nedeniyle bir sağlık kurumuna başvurmuş ve yapılan lomber manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tetkikinde; L4 seviyesinde intradural kitle saptanılarak opere edilmiştir. Operasyonda kitlenin subtotal olarak çıkartılabildiği belirtilerek hastanemize sevk edilmiştir. Hastanın kliniğimizde yapılan lomber MRG tetkikinde; rezidü intradural kitle saptanarak ameliyat planlandı. Ameliyat esnasında dura açıldığında, püy görülen hastada enfeksiyon olabileceği düşünülerek mikrobiyoloji ve patoloji örnekleri alınarak cerrahi sonlandırıldı. Postoperatif dönemde yapılan tetkiklerinde bruselloz saptanılan ve antibiyotik tedavisi düzenlenen hastanın nörolojik semptomlarının hızla düzeldiği gözlendi. Hastanın antibiyotik tedavisi ve fizik tedavi rehabilitasyon programı düzenlenerek taburcu edildi. Altı aylık takibinde; radyolojik bulgularının ve nörolojik kayıplarının tamamen düzeldiği gözlendi.

SONUÇ: Brusellaya bağlı spinal kord granülomları, çok nadir gözlenmektedir. Hastalar; granülomun spinal kord veya köklere bası etkisine bağlı olarak gelişen nörolojik semptomlar ile başvururlar. Radyolojik olarak intradural kitlelerin ayırıcı tanısında endemik bölgelerde brusella granülomları akılda tutulmalıdır. Tedavide nörolojik kaybın eşlik ettiği vakalarda, cerrahi ilk tercih olarak uygulanmalı ve sonrasında uygun doz ve spektrumda antibiyotik uygulaması yapılmalıdır. Nörolojik kaybın olmadığı vakalarda ise konservatif tedavi yeterlidir.