Patofizyolojisi tam olarak açıklanamasa da çeşitli teorilerin öne sürüldüğü bu hastalığa sahip bireylerin üçte birinin medikal tedaviye dirençli olduğu ve %14"ünün kronik migren (KM) hastalığına ilerlediği bildirilmektedir. Hali hazırda geliştirilen birçok medikal tedavi seçeneklerine rağmen hastalığın tedavisi konusunda anlamlı bir ilerleme elde edilememesi çeşitli alternatif invazif yöntemlerin geliştirilmesine sebep olmuştur. Bu invazif yöntemler arasında sayılabilecek nöroliz, nörektomi ve posterior servikal rizotomi gibi destrüktif invazif girişimler sahip oldukları yüksek riskler ve komplikasyonlar sebebiyle yerlerini gitgide daha az destrüktif, geri dönüştürülebilir ve modüle edilebilir olan Oksipital Sinir Stimülasyonu, Sfenopalatin Ganglion Stimülasyonu ve Supraorbital Sinir Stimülasyonu gibi nöromodülasyon işlemlerine ve bir plastik cerrah tarafından tesadüfen bulunan dekompresif cerrahi tedavi seçeneklerine bırakmaktadır.
Nöromodülasyon uygulamalarının KM tedavisindeki etkinliği hakkında gerçekleştirilmiş klinik çalışmaların birçoğu henüz küçük hasta gruplarına ve kısa takip sürelerine sahip olup bazı çalışmalarda elde edilen sonuçlar umut edilenden bir miktar uzaktır, ancak tedaviye yanıtsız hastalarda elde edilebilecek en ufak bir iyileşmenin bile oldukça tatminkâr olabileceği de her zaman göz önünde tutulmalıdır. Bununla birlikte Nöromodülasyon girişimlerinin; test dönemi, verilecek stimülasyonların istenildiği zaman ayarlanabilmesi, uygulamanın minimal invazif ve reversibl olması gibi avantajlarının olmasının nöromodülasyon uygulamalarının birçok hastalıkta önemli bir geleceğe sahip olacağını göstermektedir. Her ne kadar KM tedavisi konusundaki klinik çalışmaların sonuçları birbirinden oldukça farklı olsa da devam eden geniş serili ve çok merkezli klinik çalışmaların sonuçları bu hastalıkların tedavisi konusunda bilim dünyasına ışık tutacaktır.
Anahtar Kelimeler : Migren, Cerrahi, Nöromodülasyon, Oksipital sinir stimülasyonu, Supraorbital sinir stimülasyonu, Sfenopalatin sinir stimülasyonu