YÖNTEM ve GEREÇ: Çalışmamızda, 06-13 Şubat 2023 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi acil servisinde travmatik spinal yaralanma tanısı konulan ve beyin cerrahisi kliniği tarafından takip edilen toplam 85 depremzede hastanın kayıtları retrospektif olarak incelendi.
BULGULAR: Spinal yaralanması olan 85 hastanın, 34"ü (%40) erkek, 51"i (%60) kadındı. Çalışma grubunun yaş ortalaması 46 (7- 88 yaş aralığında) idi. Elli dokuz hastada (%69.5) çoklu sistem travması, 26 hastada (%30.5) izole spinal travma mevcuttu. Diğer sistemik travmaları olan hastalarda, en çok ortopedik (32 hasta), toraks (29 hasta) ve batın (8 hasta) yaralanmaları mevcuttu. Spinal yaralanmalar 18 hastada (%21.2) servikal bölgede, 12 hastada (%14.1) torakal bölgede, 34 hastada (%40) lomber bölgede ve 21 hastada (%24.7) multipl seviyelerde saptandı. Yaralanmaların büyük çoğunluğu 49 hasta (%57.6) ile torakolomber bileşkede (T10-L2 aralığı) idi. Yaralanma tiplerine göre; 28 hastada (%32.9) kompresyon fraktürü, 4 hastada (%4.7) burst fraktürü, 1 hastada (%1.2) dislokasyon, 36 hastada (%42.4) yan ve arka elemanların fraktürü ve 16 hastada (%18.8) multipl fraktürler izlendi. Toplam 12 hastada spinal kord yaralanması mevcuttu. Toplam 30 hastaya spinal yaralanmaları nedeniyle cerrahi operasyonlar uygulandı. Spinal yaralanma nedeniyle hiçbir hasta kaybedilmezken, 4 hastada nöroşirürji dışı sebepler nedeniyle mortalite gözlendi.
SONUÇ: Beyin cerrahisi yaralanmaları, deprem sonrasında ortaya çıkan ve mortalite ve morbiditeyi oldukça artıran yaralanmalardır. Mortalite ve morbidite, hastalarda hızlı ve etkili bir triyaj yapılarak ve yaşamı tehdit eden durumların hemen belirlenip tedavi edilmesiyle azaltılabilir. Bu müdahaleler içerisinde spinal yaralanmaların hızlı tespit ve tedavisi kilit rol oynamaktadır.
Anahtar Kelimeler : Deprem, Spinal yaralanma, Travma, Spinal cerrahi