Özet
Proksimal anterior serebral arter (A1) anevrizmaları nadir görülmesine ve küçük boyutta olmalarına rağmen, klinik progresyon
açısından tehlikeli anevrizmalardır. Boyutlarının genellikle 2-2,5 mm"nin altında olması nedeniyle subaraknoid kanama (SAK) veya
intraserebral hematom ile başvuran hastalarda dijital substraksiyon anjiyografi (DSA) sonucunda, anevrizma saptanmazsa dahi DSA
tekrarı gerekmektedir. İnsidental saptanan A1 anevrizmalarının rüptür riski yüksek olması sebebi ile boyutlarına bakılmaksızın tedavi
edilmeleri gereklidir. A1 anevrizmaları sıklıkla proksimalde bulunan perforan dallara yakın komşuluğundan ortaya çıkarlar. Cerrahi
tedavi öncesi A1 anevrizmasının; parent A1, Heubner"in rekürren arteri ve diğer perforan dalların, optik kiazma ve inferior frontal lob
ile olan ilişkisi detaylıca incelenmelidir. Anterior komunikan arter (AComA) anevrizmaları ise kompleks, büyük ve dev anevrizmalardır.
AComA anevrizma cerrahisinde, tıpkı A1 anevrizmalarında olduğu gibi cerrahi tedavi öncesinde, hastanın damarsal yapısının
ve AComA kompleksine özgü farklılıkların detaylı incelenmesi, diseksiyon sırasındaki oryantasyon için çok önemlidir. AComA
anevrizmalarının yönelimi anterior, posterior, inferior veya superiore doğru olabilir. Bu yüzden AComA anevrizma diseksiyonunda 12
majör arteri ortaya koymak gerekir. Hem A1 hem de AComA anevrizmalarında rutin olarak klipleme sonrası mikro-doppler ile akım
kontrolü yapılmalıdır.