Özet
Kavernöz karotis anevrizmaları, genellikle asemptomatik ve yaşamı tehdit etme riski düşük olan iyi huylu lezyonlar olarak kabul
edilir. Oluşum mekanizmalarında idiyopatik, travmatik, iyatrojenik ve enfeksiyöz sebepler sayılmaktadır. Bu anevrizmaların yönetimi
tartışmalıdır ve bir karar almak klinisyenler için zordur. Rüptüre olmamış intrakraniyal anevrizmaların uluslararası çalışma (ISUIA)
grubunun verilerine bakıldığı zaman, kavernöz karotid anevrizmalarının (KKA) 5 yıllık rüptüre olma oranlarının, anevrizmanın boyutuna
göre değişiklik gösterdiği izlenmiştir. Bu anevrizmalar, kitle etkisi ile kraniyal kafa çiftlerine (II., III.,IV., V1-2, VI.) bası oluşturarak kraniyal
nöropati; kavernöz sinüs içerisine rüptüre olarak karotikokavernöz fistül ve buna bağlı kemozis, ekzoftalmus, üfürüm; sfenoid sinüsü
erozyona uğratarak hayati risk oluşturabilecek epistaksis kliniği ile karşımıza çıkabilirler. Tedavi kararı alırken anevrizmanın etiyolojisi,
klinik prezentasyonu, anevrizmanın büyüklüğü, karşı dolaşımın yeterliliği ve tedavi yöntemleri için hasta tercihi dikkate alınmalıdır.