Özet
İnternal karotid arter (İKA) anevrizmaları tüm anevrizmaların %31,5"ini içermektedir. İntrakavernöz İKA anevrizmaları ise tüm
intrakranyal anevrizmaların %4-9"unu, dev anevrizmaların %9-25"ini oluşturmaktadır. İKA"in kavernöz segmenti (KS), arterin kavernöz
sinüse girdiği foramen laserum seviyesinden başlar, sifonu oluşturduktan sonra proksimal dural ring seviyesinde sona erer. Kavernöz
sinüs içerisindeki lezyonlara direkt cerrahi yaklaşım, başarı oranının düşük olması nedeni ile uzun yıllar boyunca riskli girişimler olarak
kabul edilmiştir. Aşırı kanama, kranyal sinir defisitleri, İKA"in potansiyel olarak travmatize olma riski bu yaklaşımdan kaçınılmasının
başlıca nedenleri arasındadır. İKA anevrizmaları, subaraknoid kanama (SAK) tablosu oluşturabileceği gibi anevrizmanın yerleşimi,
yönelimi ve büyüklüğüne bağlı olarak görme kaybı, oftalmoplejiler, hipofizer yetmezlik, iskemik inme, karotikokavernöz fistül,
epistaksis gibi oldukça geniş yelpazede klinik bulgular ile de ortaya çıkabilmektedir. KS anevrizmalarının ekstradural olmaları nedeni
ile kanama insidansları diğer anevrizmalara göre daha düşüktür, ancak bu anevrizmalar dev boyutlara ulaşabilir ve çoğunlukla kranyal
sinir defisiti ile bulgu verirler. İKA"in KS anevrizmalarında farklı tedavi yöntemleri uygulansa da, günümüzde girişimsel radyolojik
yöntemler en uygun tedavi şekli gibi görünmektedir. Ancak kitle etkisine neden olan anevrizmalarda bası etkisini ortadan kaldırmak
amacıyla direkt cerrahi girişim uygulanmalıdır. Derlemede, kavernöz İKA anevrizmalarına ait genel bilgiler ve klinik prezantasyon
literatür eşliğinde sunulacaktır.