Türk Nöroşirürji Dergisi 2019 , Vol 29 , Num 1
İnternal Karotid Arter Kavernöz Segment Anevrizmaları
Osman TANRIVERDİ1,Ömür GÜNALDI1
1Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroşirürji Kliniği, İstanbul, Türkiye

Özet

İnternal karotid arter (İKA) anevrizmaları tüm anevrizmaların %31,5"ini içermektedir. İntrakavernöz İKA anevrizmaları ise tüm intrakranyal anevrizmaların %4-9"unu, dev anevrizmaların %9-25"ini oluşturmaktadır. İKA"in kavernöz segmenti (KS), arterin kavernöz sinüse girdiği foramen laserum seviyesinden başlar, sifonu oluşturduktan sonra proksimal dural ring seviyesinde sona erer. Kavernöz sinüs içerisindeki lezyonlara direkt cerrahi yaklaşım, başarı oranının düşük olması nedeni ile uzun yıllar boyunca riskli girişimler olarak kabul edilmiştir. Aşırı kanama, kranyal sinir defisitleri, İKA"in potansiyel olarak travmatize olma riski bu yaklaşımdan kaçınılmasının başlıca nedenleri arasındadır. İKA anevrizmaları, subaraknoid kanama (SAK) tablosu oluşturabileceği gibi anevrizmanın yerleşimi, yönelimi ve büyüklüğüne bağlı olarak görme kaybı, oftalmoplejiler, hipofizer yetmezlik, iskemik inme, karotikokavernöz fistül, epistaksis gibi oldukça geniş yelpazede klinik bulgular ile de ortaya çıkabilmektedir. KS anevrizmalarının ekstradural olmaları nedeni ile kanama insidansları diğer anevrizmalara göre daha düşüktür, ancak bu anevrizmalar dev boyutlara ulaşabilir ve çoğunlukla kranyal sinir defisiti ile bulgu verirler. İKA"in KS anevrizmalarında farklı tedavi yöntemleri uygulansa da, günümüzde girişimsel radyolojik yöntemler en uygun tedavi şekli gibi görünmektedir. Ancak kitle etkisine neden olan anevrizmalarda bası etkisini ortadan kaldırmak amacıyla direkt cerrahi girişim uygulanmalıdır. Derlemede, kavernöz İKA anevrizmalarına ait genel bilgiler ve klinik prezantasyon literatür eşliğinde sunulacaktır.