2Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Anabilim Dalı, Konya, Türkiye
Özet
AMAÇ: Cumhuriyet öncesi dönemde halkın konuştuğu dil ile saray ve medresenin konuştuğu dil arasında uçurumlar oluşmuştu. Günümüzdeki durumu anlamak için, beyin ve sinir cerrahlarının meslek dilinde bir inceleme yapmak istedik.YÖNTEM ve GEREÇLER: Türk Nöroşirurji Derneğinin 1988, 1998 ve 2008 yıllarında düzenlediği bilimsel kongrelerin kitaplarındaki sözlü sunum ve posterlerin, başlıkları ile giriş-amaç kısımlarının başlangıcı, Türkçe yönünden gözden geçirildi. Sözcükler önce Türkçe ve yabancı sözcük olarak ikiye ayrıldı. Yabancı sözcükler ise Türkçede karşılığı hemen bulunup kolayca düzeltilebilecek ve kolayca düzeltilemeyecek sözcükler olarak sınıflandırıldı. 1988 yılına ait 1040, 1998 yılına ait 5088, 2008 yılına 7091 kelime değerlendirildi.
BULGULAR: 1988' de toplam kelimeler içindeki yabancı sözcük oranı %27,3 iken, bu oran 1998'de %35,8'e, 2008'de ise %36,8'e yükselmiş olarak bulundu (p<0.001). Başlıklarda kullanılan yabancı sözcük sayısı, giriş kısmındakilere göre hep anlamlı derecede fazlaydı (p<0.001). Yabancı sözcüklerin %62,5 i ile %81,6 sı ise, Türkçe'de karşılığı hemen bulunup düzeltilebilecek sözcüklerdi. Ayrıca yabancı sözcüklerin yazılışında düzensizlik olabileceği dikkati çekti. Yabancı sözcüklerin cümlenin uzamasına yol açabildiği, cümleyi anlamsız hâle getirebildiği, yazım kurallarını bozabildiği görüldü. Yazılarda çeviri ve yazım hatalarına da rastlanıldı.
SONUÇ: Bu araştırma maalesef, bazı eğitimli kişilerde, yabancı sözcük kullanma hastalığının yeniden çıktığını göstermektedir. Türkçe çeşitli özellikleri ile bilim için çok uygun bir dildir. Yetersizlik Türkçeden değil, bizlerin eksikliklerinden kaynaklanmaktadır.