Özet
Hiponatremi, hastanede yatmakta olan hastaların %6-22' sinden fazlasını etkileyen bir elektrolit dengesizliği olup tedavi edilmediği koşulda
morbidite ve mortalitesi oldukça yüksektir. Nöroşirürji kliniklerinde gelişen hiponatreminin başlıca iki ana mekanizması vardır: uygunsuz
antidiüretik hormon (ADH) sendromu veya serebral tuz kaybı. Buna bağlı olarak hiponatremi tespit edilen nöroşirürji hastalarında takip
edilecek en önemli yol bu durumu oluşturan fizyopatogenezin net bir şekilde ortaya konmasıdır. Çünkü bu iki sendromun teşhis ve tedavi
prensipleri birbirinden tamamen farklıdır ve yeterli tanı konulamadığında yapılacak olan medikal tedavi olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.
Bu olumsuzlukları bertaraf etmeye yönelik son dönemde literatürde ADH reseptör antagonistleri (vaptan grubu ilaçlar) üzerinde çalışmalar
hız kazanmıştır. Bu ilaçların kullanım alanı bugün için normovolemik ve hipervolemik hiponatremi hastaları ile sınırlı olup uzun dönem tedavi
sürecinde ve/ veya diğer ilaç tedavileri ile (demoksisilin, furosemid gibi) kombine kullanımı sonrasında ortaya çıkabilecek etkiler hakkında
henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu ilaçların başka hastalıklarda kullanım endikasyonları ise halen araştırma konusudur.