Türk Nöroşirürji Dergisi 2013 , Vol 23 , Num 1
Sekonder İntraventriküler Kanamalarda Klinik Özellikler ve Prognostik Faktörler: Tek Merkez Deneyimi
Semih GİRAY1, Kadir TUFAN2, Feyzi Birol SARICA2, Zülfikar ARLIER1, Orhan ŞEN2
1Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Adana, Türkiye
2Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı, Adana, Türkiye

Özet

AMAÇ: Tüm inme nedenleri arasında en kötü sonlanımlı grup olarak kabul edilen spontan intraserebral kanamalara sıklıkla intraventriküler kanamalar eşlik eder. Bu çalışmanın amacı, intraserebral kanamalara sekonder gelişen intraventriküler kanamalarda sonlanımla hematom volümü ve anatomik lokalizasyonla intraventriküler kanamalar arasındaki ilişkiyi irdelemektir. Ayrıca spontan intraserebral kanamaların ventriküle açılmasının klinik sonlanıma etkisini araştırmaktır.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Mart 2006 - Mart 2008 ayları arasında kliniğimizde 70 non-travmatik spontan intraserebral kanama olgusu yatırılarak tedavi edildi. İntraserebral hematom lokalizasyonu, ortalama volümü, ventriküle açılım oranları ve ortalama intraventriküler kanama skorlarının klinik sonlanım üzerine etkileri istatistiksel olarak değerlendirildi.

BULGULAR: İntraserebral kanamalı hastaların 25’inde intraventriküler kanama eşlik etmekteydi. Kaudat, talamik ve putaminal kanamalar en fazla intravenrtiküler kanama sıklığı gösteren lokalizasyonlardı. İntraserebral kanama volümü ve lokalizasyonula intraventriküler kanama oluşumu arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki mevcuttu. İntraventriküler kanama birlikteliği en fazla kaudat lokalizasyonda gözlenmesine karşın, daha iyi prognoz göstermekteydi. İntraserebral kanamalarda ventriküler açılımın klinik sonlanım üzerine olumsuz etkili olduğu gösterildi ve istatistiksel olarak ventriküler açılım bağımsız prognostik faktör olarak saptandı.

SONUÇ: İntraventriküler kanama, spontan intraserebral hematomu bulunan hastaların üçte birinde izlenmiştir. İntraventriküler kanama oluşumunun; intraserebral hematom volümü ve lokalizasyonu ile ilişkili olduğu gözlendi. Spontan ventriküler dekompresyonun, kötü prognoz bulgusu olduğu saptandı.