Özet
Günümüzde sürekli gelişen şant teknolojisine rağmen hidrosefali için şant takılan hastaların %70-85’i on sene içinde şant disfonksiyonu
ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu şant komplikasyonları, hidrosefali için alternatif tedavi seçeneklerini gündeme getirmiştir. Yirminci yüzyılın
başından itibaren endoskopi beyin cerrahisinde kullanılmaya başlamıştır. 1904 yılında ilk nöroendoskopik cerrahi Lespinasse tarafından
hidrosefalik iki çocukta yapılmıştır. Son üç dekad içinde nöroendoskopik teknolojinin gelişmesiyle birlikte endoskopik üçüncü ventrikülostomi,
nonkommünikan hidrosefalinin ilk tedavi seçeneği olarak kabul edilir hale gelmiştir. Endoskopik üçüncü ventrikülostomi serilerinde başarı
oranları %50-90 komplikasyon oranları ise %0-20 arasında değişmektedir. Literatürdeki serilerin büyük bölümünde hidrosefalinin endoskopik
üçüncü ventrikülostomi ile tedavi başarısı klinik bulgulara dayanılarak ifade edilmekte olup, objektif radyolojik verilerin ortaya konmaya
çalışıldığı yayınlar oldukça azdır. Uygun olgularda endoskopik üçüncü ventrikülostomi, hastayı şant bağımlısı olmaktan kurtarma şansı veren
son derece değerli bir tedavi yöntemidir.