Özet
Kafatasındaki sütür hatlarının erken kapanması olarak tanımlanan kraniosinostoz pediatrik nöroşirürjinin en önemli ilgi alanlarından
birisidir. Mültidisipliner yaklaşım gerektirir. Erken tanı ve erken cerrahi ile yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Cerrahi
endikasyonlarından birisi de intrakranial basınç artışıdır. Kraniosinostozun intrakranial basıncı arttırdığına dair pek çok yayın olmakla
birlikte bunun oluşum nedeni ve fizyopatolojisi halen karanlıktır. Ayrıca artmış intrakranial basıncın ileride çocukta mental ve motor
fonksiyonlarda bozulmaya neden olabileceği ve bu nedenle mümkün olduğunca erken opere edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Papil ödemi varlığı, kraniosinostozda intrakranial basınç artışının en önemli göstergesidir. Derlemede farklı kraniosinostoz tipleri ile
intrakranial basınç arasındaki ilişki güncel literatür eşliğinde sunulacaktır.