Özet
Beyin sapı lezyonlarının cerrahisi bu bölgede bulunan kritik sinir yolakları ve nükleusların varlığı sebebiyle beyin ve sinir cerrahları
için oldukça zorlayıcı olmuştur. Çünkü cerrahi sonuçların, lezyonun doğal seyrinin sonuçlarından daha iyi olması ve ek morbiditeye
yol açmaması gerekmektedir. Daha kesin mikrocerrahi teknikleri ile birlikte, elektrofizyolojik monitörleme ve görüntüleme
tekniklerindeki gelişmeler, kavernöz malformasyonlar ve gliomalar gibi beyin sapı lezyonları için önerilen güvenli giriş bölgelerinin
daha iyi tanımlanmasını sağladı. Son yıllarda yapılan ve difüzyon tensör görüntüleme (DTG) ile desteklenen anatomik çalışmalarda,
mezensefalon, pons ve medullanın güvenli giriş bölgeleri ve bunların beyin sapının karmaşık iç yapıları ile birlikte fiber yolaklarla olan
ilişkileri ortaya konuldu. Bu yazıda literatürde son yıllarda yayınlanan çalışmalar ve cerrahi yaklaşım teknikleri ışığında, beyin sapı
lezyonlarının cerrahisinde, güvenli giriş bölgeleri ve iki nokta yönteminin kombinasyonunu ve en uygun yaklaşım yönteminin seçimi
tartışıldı.