Özet
İnsanoğlunun beyne karşı ilgisi çok eski dönemlere uzanmakta olup genel ve yüzeysel beyin anatomisi ile ilgili bilgiler yakın geçmişe dayanmaktadır. 19. yüzyılda serebral sulkus ve girusların anatomik organizasyonu ilk defa ortaya konulabilmiştir.Beyin yüzeysel anatomisinde yer alan fissür ve sulkuslar, subaraknoid boşluğun uzantılarıdır ve arasında girus adı verilen nöral dokuları barındırır. Daha küçük olan giruslar, transvers girus olarak adlandırılır ve bu girusların dağılımları ve anatomisi kişiden kişiye göre değişebilmektedir. Sulkusların ve girusların varyasyon ve değişiklik göstermesi beyin anatomisinin incelenmesini zorlaştırmasının yanında bu yapılar belirli fonksiyon ve konfigürasyon göstermektedir. Landmarklar önemli kortikal yapılar ile komşu yerleşimlidir ve cerrahi yaklaşımda ve planlamada önemli bilgiler vermektedir. Landmarkları kullanarak cerrahi tedavide mortalite ve morbidite engellenebilmekte ve daha minimal yaklaşımlar ile beyin parankimi korunabilmektedir. Kraniumda, vasküler ve kortikal anatomide varyasyonlar olabilmekle birlikte, bu landmarkların kortikal yapılar ile ilişkisini bilmek, hayati yapılar hakkında bilgi vermekte ve cerrahi yaklaşımı kolaylaştırmaktadır.
Bu yazıda, kranial ve servikal genel anatominin önemli noktaları sistematik şekilde özetlenmiş ve kraniometrik noktalar tanımlanarak önemi vurgulanmıştır.